
Açtı gözlerini sabaha.
Düştü yine yollara.
Bir sessizlik hakim.
Kalması gerek sakin.
Dert günü, dert günü, dert günü!
Kaçıs yok, dertler bir sürü.
Vardı yine o binaya,
Nem var nem yok sormaya.
Sağda bir yaşlı, beli bükülmüş,
Solda genç, neye yarar iyi görünmüş.
Hiçbir şey değildir göründüğü gibi,
Neler vardır güzelliklerin ardında gizli.
Verdi kırmızıyı ve aldı yeni bir tarih.
Bu beklemek zor iştir, edilemez tarif.
Dert yoktur ona sorsan başkaca dünyada.
Diğer tüm dertler ona çiçekli bir veranda.
Tüm gücünü toplayıp burada kullandı.
Derin derin birkaç küçük nefes aldı.
Gün bitti, hadi huzuru bulmak gerek.
Bir omuza yarım saat bu kafayı koymak demek.
Sigarayı çok kaçıramaz, endişedir bekçisi.
Onun ihtiyacı olan ise biraz insan sevgisi.
Bak akıyor numaralar, geldi beklenen sıra.
“Sizin sıranız kaç” diye sordu diğer kadına.
Herkesin işi acildir bu beyaz koridorlarda.
Ve herkes biraz bencildir, söz konusu hayatsa.
________________________________
(Fotoğraf:Zeynep Kabak/Bursa/Temmuz ’18)